Bir meşhûr meçhûl: Seyyid Ahmet Arvâsî
Eğer mevzubahis olan şahıs “Türk-İslâm Ülküsünün kitabını kalemi ile yazan muallim: Seyyid Ahmed Arvâsî” ise kendisini tabîi olarak bir talebesinden dinlemek gerekirdi. Arvâsî Hoca’nın eserler ve sözlerinden ilhâmla iki eser yazan; hekim, eğitimci ve cemiyetçi kimliği ile çok önemli hizmetler ifâ etmeye devâm eden Dr. Kemâl Tekden Bey ile “Hoca” sını konuştuk.
Murat AÇIKGÖZ – Mehmed Bilal YAMAK
Arvâsî hocayı nasıl tanıdınız? İsterseniz buradan başlayalım.
Sene 1977 ya da 1978. Üniversitede öğrencilik yıllarımızda Arvâsî Hocanın gerek gazetede, gerek bazı dergilerde yayınlanan yazılarını okur ve etkisinde kalırdım. Kendisiyle konuşmacı olduğu bir programda tanıştım. Akabinde sohbet için sık sık ziyaretine gider oldum. Bütün gençler için olduğu kadar, benim de ruhuma hitap eden bir insandı. “Bizim çocuklar” dediği gençlerle evi hemen her gün dolar, her birine hizmet etmekten ayrı bir mutluluk duyardı. Tüm kitaplarını defalarca okumuşumdur bugüne kadar. Halen de okumaya devam ediyorum. Kitaplarını okuduğum zaman, Arvâsî’nin farkı nedir diye sorarsanız; her şeyden önce kendisini okuyana müthiş bir enerji ve dinamizm verdiğini söyleyebilirim. Buna ben dinamo takılması diyorum, siz dursanız bile o dinamo sizi çalıştırıyor. Bu dinamo, idealdir, ülküdür. Sürekli size enerji verir. Tabii, genç insana yeni bir aksiyoner ruh vermektir bu aynı zamanda. Bu dinamizmi ben başka bir yazar da bulamadım açıkcası. O bakımdan Arvâsî’nin çok farklı olduğunu düşünüyorum. Arvâsî Türkiye’de yeterince anlaşılmayan, onu biliyorum diyenlerin bile yeterince tanımadığı büyük bir zattır. Bir dostumun deyişiyle “Bir meşhur meçhul”. Keşke çok daha iyi tanınsa ve anlaşılsa. Kitaplarını her okuduğumda bende başka açılımlar yapıyor. Dava adına daha fazla şey yapmam gerektiği hissine kapılıyorum. Belki pedagog olmasının da etkisi bu. İnsan psikolojisini ve nasıl eğitileceğini çok iyi biliyor. Bir diğer önemli yönü ise, pek çok konuda onun kadar açıklayıcı ve ikna edici izah yapan göremezsiniz. Mesela milliyetçilik, medeniyet ve kültür konularında onun kadar sahih ve net açıklama yapabilen bir başka insan görmedim ben. Bu bakımdan Arvâsî aşığı olduğumu söylüyorum. Kendisini tanımış olmak benim için hayatımdaki en büyük şereflerden biri. Bir insanın hayatındaki en büyük mucize mükemmel bir eğitimci ile karşılaşmaktır. Ben onunla böyle bir mucize yaşadım çok şükür. Evine gittiğimizde tevâzuu bizi çok etkilerdi. Daima gençlerin içindeydi ve yanında bulunduğunuz zaman onun enerjisi ve dinamizmi bize geçerdi adeta, kitaplarını okuduğumuzda olduğu gibi. Yaklaşık 50 yaşındayken Türk ve İslam Dünyası için büyük bir kayıp oldu onun ölümü. Allah mekanını cennet eylesin, çok sevdiği yüce Peygamber’ine onu da, bizi de komşu eylesin inşallah.
Bu röportaj, Yarın Dergisi 3. Sayı (Aralık 2017 – Ocak 2018) tarihinde yayımlanmıştır. Röportajın tamamına Yarın Dergisinden ulaşabilirsiniz.