Selçuk Küpçük: Dünya ancak susmanın yeri olabilir

Selçuk Küpçük: Dünya ancak susmanın yeri olabilir

Sanatçı SELÇUK KÜPÇÜK’ün yeni şarkısı “Seven Olsaydın” büyük beğeni aldı.

Besteleri Selda Bağcan’dan Hasan Sağındık’a birçok sanatçı tarafından albümlere okunan Selçuk Küpçük uzun bir aradan sonra yeni şarkısını internet üzerinden dinleyicileriyle buluşturdu. “Seven Olsaydın” ismini taşıyan yeni şarkının sözü ve müziği, sanatçının diğer albümlerindeki şarkıları gibi kendisine ait. Selçuk Küpçük’ün Youtube resmi kanalında kısa sürede büyük ilgi gören “Seven Olsaydın”ın öyküsünü kendisiyle konuştuk.

Müzik çalışmalarınıza ara verip kitaplara yoğunlaştığınız biliyorum. Tekrar stüdyoya girmek nasıl bir duygu?

Aslında ben her zaman müzikle yazıyı bir arada götürdüm. İlk albümler çıktığı zaman da Türkiye’nin saygın edebiyat, düşünce dergilerinde yazılarım yer alıyordu. İnternetin her şeyi biçimlendirmeye başladığı 2000’lerin ilk yarısında “Artık Kuşlarını Uçur” albümünü çıkartıp kenara çekildim. Benim gibi yaptığı müziği popüler kültürün nesnesi olarak kurban vermek istemeyen birçok müzisyen de geri çekildi. O süreçte daha fazla yazmaya ve okumaya vakit ayırdım. Sonra ardı ardına kitaplar çıktı. Son yıllarda ise ağırlıklı biçimde müziğin, Türk modernleşmesi ve toplumsal değişimiyle ilişkisini konu edinen meseleleri yazdım.  Bu konuları anlattığım “Aşk ve Teselli” isimli kitabım TYB’nin 2018 müzik kitabı ödülüne layık görüldü.

Şimdi yeniden stüdyoya girdim. “Bu nasıl bir duygu?” sorusunun tek bir karşılığı yok bende. Şarkı söylemek dünyaya verdiğim cevaplardan belki en görünür olanı. Ben hep kendim için şarkı söyledim. Kendi derdimi anlatmaya çalıştım. Anlatabildin mi diye sorarsan bunun da bir cevabı yok maalesef.

Peki neden şimdi?

Göklerden gelen müsaade belki şimdi. Hiçbir zaman çok tanınayım, bu tanınmanın dünyalık imkanlarını tahvile çevireyim diye düşünmedim. Müzik benim için başından beri sadece kendimi ifade edebildiğim bir dil. Dünyayla iletişim kurabileceğim ve kullanabildiğim en etkili konuşma biçimi. Gerçi dünyayla konuşacak, yani en azından benim konuşacağım bir şey yok. Dünya ancak susmanın yeri olabilir.

Yeni şarkınız “Seven Olsaydın” adlı eserin bir hikayesi var mı?

Bu, benim yaklaşık 20 yıl evvel bir kenara not ettiğim şarkılarımdan birisi. Sözleri zamanla tamamlandı. Kafamın içinde dolanıp duruyorlardı sadece. Uçakla aktarma, saatler süren bir İzmir yolculuğum süresince eserin altyapısını kulaklıkla neredeyse hiç çıkarmadan ve durmadan dinledim. Bu aynı zamanda benim için zihinsel ve duygusal olarak geçmişe dair bir yolculuktu. Sözleri bu yolculukta oluştu sayılır. Eve döndüğümde köyüme çekilip kapandım ve sözleri yazdım.

Bir öyküsü var tabi ki. Benim bütün şarkılarım öyküleriyle varolurlar. Ama bu öykülerin bir kısmı “Seven Olsaydın”daki gibi benim mahrem dünyamla sınırlı kalacak meseleler. Şu yalan dünyanın ağırlığı karşısında kalp taşıyan herkesin bir öyküsü var kuşkusuz. Hayata dair soruları, yaşananlara dair sitemleri olmayan, acılara karşı duyarsız kalan, empati kurma kaygıları bulunmayanların yeryüzü yolculuğunda öyküleri de olmaz. Yaşamak, acılara şifa verecek merhemleri aramakla gelip geçiyor işte. Şiirler, şarkılar, öyküler yaralarımıza sürdüğümüz merhem.

Kimlerle çalıştınız şarkıyı kaydederken?

Aslında süreç, konserlere birlikte gittiğimiz gitarist arkadaşım Uğur Ulaş’ın beni stüdyoya davetiyle biçimlendi. Aranjeyi ise yine müzik dünyamızın önemli müzisyenlerinden Cem Okan yaptı. Çok naif ve içli bir aranje çıkardı ortaya Cem Okan. Şarkının anlatmak istediği duygu durumunu çok iyi aktardı. Ben çok memnun kaldım ve çok başarılı buldum. Diğer enstrümanist arkadaşların icraları da etkileyiciydi. Üzerine girip okumak ve olgun bir yaşın vermiş olduğu kırılgan ses tonunu kayda geçirmek, şarkının anlattığı öyküyü en iyi biçimde yansıtabilmek keyifliydi benim için. Arkadaşlarımızla birlikte iyi iş çıkardığımızı düşünüyorum.

Suskunluğunuz çok uzun sürdü. Yeni şarkılar olacak mı?

Müziğimi takip eden dinleyici açısından, evet çok sustum. Suskunluğum uzun sürdü ama konuşmanın da bir yararı yok çoğu zaman. Derrida’nın dediği gibi “susma da bir konuşma biçimi” aslında. Şarkıyı yayınladığımız zaman gelen olumlu ve hızla çoğalan ilgi hem beni hem de stüdyoda birlikte çalıştığımız kıymetli müzisyen arkadaşlarımı motive etti. Hemen yeni bir şarkı için çalışmaya karar verdik. Bu şekilde, internet üzerinden ara ara yeni şarkılarımı yayınlamayı düşünüyorum. Süreç içerisinde çalışmalarımız için bir sponsorluk mekanizması geliştirebilirsek bu şarkıların dinleyiciye ulaşması daha da hızlı olabilir.

Dinleyicinin “Seven Olsaydın” şarkısı için yorumlarını nasıl buldunuz?

Şarkı için yapılan bütün yorumların bir alt metni olduğunu düşünüyorum. Çevremdeki yakın arkadaşlarımla bunun çözümlemesin böyle yaptık. O da, müzikal yolculuğumun başından bu zamana belli bir etik ve düşünsel istikrarı koruması sanırım. Sanatçının her zaman kendisine sunulan popüler, maddi, politik vs. ayartıcı imkanlara karşı belli bir mesafeyi koruması lazım. Yorumlarda ayrıca birkaç kuşak üzerinde, ortaya koyduğumuz şarkıların etkisi olduğunu da gözlemliyorum. İnsanların duygu dünyalarında naif bir sayfa açabilmek benim için bir değer taşıyor kuşkusuz.

Selçuk Küpçük’ün merakla beklenen şarkısını dinlemek için tıklayın

 

Share This
COMMENTS

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir